Avrupa Parlamentosu Başkanı Schulz'a Bilgi'den fahri doktora

Fahri doktora ünvanı töreni öncesinde Martin Schulz bir buçuk saat boyunca salonu dolduran İstanbul Bilgi Üniversitesi öğrencilerinin sorularını yanıtladı. Öğrencilerle gerçekleştirilen panelin ardından başlayan törende, Avrupa Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, İstanbul Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Remzi Sanver, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ege Yazgan da hazır bulundu.

İstanbul Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Remzi Sanver’in “demokrasi, insan hakları, aktif yurttaşlık, sivil toplum diyaloğu ve çevre konularına karşı duyarlılığından dolayı” Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz’a teşekkür etmesi ile başladı. Rektörün konuşmasının ardından söz alan Avrupa Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Schulz ile 10 yıla yakın süredir farklı görevlerde birlikte çalışma imkânı bulduğunu ve Schulz'un, Türkiye'nin demokratikleşme sürecine daima destek verdiğini belirtti. Bağış, “Kalpleri ve zihinleri fethetmek için çalışıyoruz. Türkiye’nin er ya da geç AB’ye tam üye olması için mümkün olduğunca çok kalbi ve zihni fethetmeye çalışıyoruz” dedi.

Konuşmaların ardından İstanbul Bilgi Üniversitesi Rektörü Remzi Sanver ile Avrupa Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış tarafından Martin Schulz’a fahri doktora cübbesi giydirildi ve fahri doktora Celtabet beratı verildi.

Konuşmasına İstanbul Bilgi Üniversitesi’ne teşekkür ederek başlayan Martin Schulz, üniversitenin liberal değerleri temsil etmekle beraber muhafazakar öğrencilere de kapısını açık tutmasının ilham verici olduğunu söyledi.

Katıldığı ilk politik eylemin, yaşadığı bölgedeki Türk maden işçilerinin çocukları için destek eylemi olduğunu hatırlatan Schulz, daha sonra belediye başkanı olduğu bu şehirde, Türklerin arasında yaşadığını belirtti. Evine 150 metre mesafede bir cami bulunduğunu hatırlatan Schulz, ''Bu cami, herhalde dünyadaki en sol görüşlü cami olsa gerek. Her cuma günü namazlarını kılıyorlar, ama oylarını sosyal demokratlara veriyorlar'' dedi. Schulz ''Eğer AB, değerler üzerinde yükseliyorsa ve Türkiye bu değerleri hayata geçiriyorsa, Türkiye'nin hem Müslüman bir ülke olması hem de Avrupa'nın sivil değerlerine sahip olmasının birbirini dışlayan koşullar olduğunu düşünmek yanlıştır. Ben, Türkiye'nin üyeliğini destekliyorum'' şeklinde konuştu.

Martin Schulz:

1955 yılında Almanya-Hollanda-Belçika sınırında Kuzey Ren Westfalya bölgesinde bulunan Hehlrath şehrinde doğdu. 18 yaşından beri Alman Sosyal Demokrat Partisi SPD militanı, ayrıca derin bir “Avrupa” tutkusu var. Doğduğu bölge ve sonradan Belediye Başkanlığını yaptığı şehir savaşlardan çok bunalmış ama çok kültürlülükle yoğrulmuş bir yer. Almanca, Flamanca, Fransızca ve İngilizce konuşuyor. Schulz, liseden sonra yayıncılık kariyerine çıraklıkla başlamış ve Alman Sosyalist Partisinin yerel gençlik teşkilatlarına katılmış.

31 yaşında Kuzey Ren-Westfalya’nın en genç Belediye Başkanı olma unvanına kavuştu. 11 yıl boyunca bu görevde kaldı. 1994 yılında Avrupa Parlamentosuna seçildi ve İnsan Hakları, Özgürlükler ve İçişleri gibi komitelerde yer aldı.

2000 yılı itibariyle Avrupa Parlamentosundaki SPD milletvekillerinin grup başkanlığını yaptı. 2004 yılında Avrupa Parlamentosu'nda en büyük ikinci grup olan sosyalistlerin ve demokratların grup lideri oldu. Bu sırada ,özellikle Parlamento'da sosyal adalet, istihdam, büyüme, finansal piyasaların reformu, iklim değişikliği ile mücadele, eşitlik ve demokratik konsolidasyon gibi konularda grubunun bayraktarlığını yaptı.  Bu denli göz önünde bulunan ve düşüncelerini söylemekten hiç sakınmayan Schulz, 17 Ocak 2012 tarihi itibariyle 2,5 yıl sürecek olan Avrupa Parlamentosu Başkanlığı görevine seçildi.